En Nihayetinde Saçmalık Kazanacak

En nihayetinde saçmalık kazanacak, bunun başka yolu yok, çünkü saçmalık hakettiği değeri bir türlü a-la-mı-yor. Yıllardır neler yapıyorsun diye sorulduğunda cevabım hep "kendi çapımda saçmalıyorum"du, buna aldığım tepki ise "estafurullah".

Ne münasebet? Sana estafurullah, sen saçmalayabiliyor musun?

Saçmalamak çocuk olmak demek, saçmalamak duvarlarından kurtulmak demek, saçmalamak bir becerebilsen çok özgürleşeceksin demek. Bu sebeple lütfen estafurulma bana. Sen de saçmala, buna haddinden fazla ihtiyacımız var.

"En Nihayetinde Saçmalık Kazanacak" 16 Ekim - 6 Kasım arasında Kalamış'ta Galeri 8Artı1'de sergilendi ve küçük bir ipucu vermek isterim: saçmalık kazandı!

Sergi süresince tasarladığım ve keyifle sindirilişini izlediğim belli başlı detaylar vardı, aşağıda bunların fotoğraflarını görebilirsiniz:

1. Saçma Defter
Sergiyi gezen herkesten basit bir talepte bulundum: senin için "saçma" ne demek yazar mısın? Sergiyi tasarlarken defterin biteceğini hayal etmek bir yana, 3-5 sayfa dolsa ne güzel diye düşünüyordum. Şimdi, sergi bitti ve elimde yüzlerce insana ait saçma tanımı olan muazzam bir hatıram var.

2. Fotoğraf Köşesi
Bir şeylere saçma deme, beğenmediğimizi belli etme, yerme ihtiyacımız çok yüksek. Neden bilmiyorum ve doğrusu anlayamıyorum ama yüksek olduğunu da görmek için hissi paylaşmaya gerek yok. "En Nihayetinde Saçmalık Kazanacak"ın başarısının altında da bu dürtünün büyük payı olduğuna inanıyorum. Daha kimse laf edemeden, kendi işlerime saçma diyerek, aynı anlamda kullanmasam da çok sayıda insanı farkettirmeden rahatlatmış bir çıkışı oldu serginin. E, bunu da "ben hayatımda böyle saçma şey görmedim" yazan bir konuşma baloncuğu altında taçlandırmak yerinde bir hareket olurdu.

3. Eser Şarkıları
Sergideki 5 ana çalışma da bir şarkı eşliğinde ortaya çıktı. Çok uzun yıllardır dinlemekten sıkılmadığım ve ne zaman saçmalığı kendime hatırlatmak istesem başvurduğum şarkılar. Alt metin yazmak ve insanlara resme bakarken ne hissetmesi gerektiğini söylemeye çok yatkın biri olmadığım için, dileyenin dinleyebilmesi adına her eser kartında bir QR (kare) kod bulunuyordu. İzleyici kare kodu okuttuğunda, eserin beraberinde hazırlandığı şarkıyı dinleme şansı yakalıyordu.

4. Sergi Hashtag'i
Sergi adına fotoğrafları toplayabilmenin yanı sıra serginin amacını da bağırabilmeyi kolaylaştırmak adına galerinin dört bir yanında #ennihayetindesaçmalıkkazanacak hashtag'ini kullanmayı rica eden kartlar bulunuyordu.

5. Edisyonlu Fine-art Baskılar
"En Nihayetinde Saçmalık Kazanacak" sergisinin en dillendirilmemiş gerçeği ve oluşum hikayesi, serginin aslında başlangıcı olan ek bir ürünü gibi gözüken fine-art baskılarda yatıyor. Sergideki 5 ana eser de, bir gün böyle bir sergi olacağından habersiz, dijital olarak üretilmiş birer çizimdi. Zaman içerisinde bu lezzet bir koleksiyon oluşturduğunda ise 3 boyutlu bir teknik ile sergilenebileceği fikri oluştu ve hayata geçti. Sergiyi gezen herkesin söyleyebileceği üzere 5 tane büyük boyda iş ve onların baskıları yer alıyordu. Halbuki durum; 5 tane dijital eser ve onların 3 boyuta uyarlanmış duvardaki versiyonlarından ibaretti.

6. Çocuk Köşesi
En sona tek tasarlamadığım, ön göremediğim ama en değerli detayı bıraktım: çocuk köşesi. Bunun kısa bir hikayesi var: Sergi açılışından birkaç gün önce serginin kurulumu başlamıştı. Daha önce görülmeyen ve sergi gününe kadar da gizli kalacak eserler oldukları için akşam saatlerinde galeriyi perde ile kapatarak kurulum yapıyorduk. Tam kurulumun ortasındaydık ki Galeri 8artı1'in karşı komşusu, kızı Nil ve arkadaşı bize sürpriz bir ziyaret yaptı. Bu ziyaret sıradan bir ziyaret değildi, çünkü bütün tasarı, üretim ve sergilenme süreçlerinden geçen ben, Nil'den saçmalığın ne demek olduğunu ve duvara astığım işlerimin neden saçma olduğunu dinleme şansına eriştim. Kısacası Nil ufkumu açmıştı ve biz de galeri sahibi Koray ile yüzümüzde kocaman bir gülümseme ile unutmayacağımız bir hatıranın ardından gülümser vaziyette kalmıştık. Kendimize geldik, kuruluma devam ettik. Yaklaşık bir yarım saat sonra yine o tatlı ses bize seslendi, gelen Nil ve arkadaşıydı ama bu sefer ellerinde bir şeyler vardı. Ellerinde, sergiyi gezdikten sonra eve gidip "biz de saçmalayabiliriz" inancı ile yaptıkları kendi saçmalamaları/resimleri vardı. Sergi benim için amacına ulaşmıştı. İki parlak 8 yaşında çocuğuna ilham verebilen bir sergi yapmıştım ve bunu daha sergi açılmadan tecrübe etme şansım oldu. Elbette, yeni saçmalıkları da alıp galerinin bir duvarına astık ve bu duvarı da ilhamla yapılmış işlere ayırdık. İşte bu hikaye, sergi boyunca, biz kimseden talep etmeden oluşan bir çocuk köşesine sebep oldu. 3 hafta boyunca bu duvarı görerek yeni eserler getiren çocuklar oldu ve bir sergiden bana kalabilecek en büyük hatırayı hediye ettiler. Hepinize yeniden teşekkürler!

Leave a comment

Please note, comments must be approved before they are published

Cart

No more products available for purchase

Your cart is currently empty.